Close
Giriş Bilgileriniz

1 sonuçtan 1 ile 1 arası

Konu: Gitar tonuna enstrüman'in etkisi

  1. #1
    Gitar Dersi Video
    Durumu: Erdem Köklü çevrimdışı
    Üyelik tarihi: Jan 2009
    Yer: Ankara
    Mesajlar: 1.163
    Beğendiği Mesajlar: 245
    205 Mesajına 607 beğeni yapıldı.

    Standart Gitar tonuna enstrüman'in etkisi

    GİTAR TONUNA ENSTRÜMAN'IN ETKİSİ
    Gitarın imalatında gövde, sap ve klavye için kullanılan ağaç çeşidinin ton üzerinde önemli etkisi vardır. Gövde için kullanılan ağaçlar genellikle alder, mahogany, poplar ve basswood (akçaağaç, maun, kavak ve ıhlamur ağacı)'dır. Fender'lerde genellikle alder, poplar ve basswood; Gibson'larda mahogany, maple; Ibanez, Jackson, Washburn gibi gitarlarda ise daha çok poplar ve basswood kullanılıyor.

    Sap ağacında ise hemen hemen herkesin birleştiği ağaç cinsi sert ve dayanıklılığından dolayı maple. Klavye kısmında ise iki seçenek var: Rosewood ve ebony (gül ağacı ve abanoz). Tabi bütün bunlar gerçek gitarlar için geçerli. Piyasada $150'lık suntadan yapılmış gitarlar bile var.

    Bu ağaçların her birinin kendine has ağırlıkları, yoğunlukları var. Bu yüzden herbiri ayrı tona ve tınıya sahip. Ağır gitarlardan daha iyi ton ve sustain (çalınan notanın tele vurulduktan sonar devam etme süresi) verdiğine dair yaygın bir görüş vardır.

    Ancak, Gibson'ın Studio Light'ı ve Ibanez, Jackson ve Washburn'ün bir çok modeli bu görüşü çürütüyor. Gerçekten de Gibson'ların oldukça ağır gitarlar olduğu bilinir. Ancak Studio Light modeli çok şaşırtıcı bir şekilde hafif bir ağaç ve dolayısıyla hafif bir gitardan gerçek ve güçlü bir gitar soundu çıkabileceğini kanıtlıyor.

    Ağacın cinsi kadar durumu da önemlidir. Eskimiş, beklemiş, kuru ağaç her zaman daha iyi ton verir. Vintage gitar kavramının çıkış noktası budur. Ünlü firmaların özellikle bekletilmiş ağaçlardan çok pahalı ve pahalı olduğu kadar da kaliteli gitarlar imal ettiğini biliyoruz. Örneğin seçkin gitar imalatçılarından Paul Reed Smith (PRS), Carlos Santana için 100 yıllık maun, 30 yıllık gül ağacından iki tane çok özel, seri numarası bile taşımayan gitar yapmış ve ne yazık ki Santana, paha biçilemeyen bu gitarları '94 Kasım'ında çaldırmış. Sanırım gitarlar hala kayıp ve bu konuda bilgi verebileceklere PRS ödül vaadediyor haberiniz olsun.

    Sapın kalınlığı ve gövdeye monte ediliş şekli de tonu etkiliyor. Sap kalınlaştıkça sustain artıyor. Burada bir ikilemle karşılaşıyoruz. Sap kalınlaştıkça sustain artıyor, ton güçleniyor ama playability (çalınabilirlik, çalma kolaylığı) azalıyor. Örneğin Gibson tarafından 59 Rounded Les Paul olarak adlandırılan Studio, Custom, Classic gibi modellerde bulunan sap, Jackson Dinky'lerde ya da Ibanez RG modellerinde bulunan çok ince, düşük profil, hızlı sapların neredeyse üç katı kadar kalınlıkta.

    Sapla ilgili diğer bir unsurun gövdeye monte edilme şekli olduğunu söylemiştik. Bunun için üç yöntem var. En yaygın olarak kullanılan metod herhalde vidalama yöntemi (Fender, Ibanez, Jackson, Washburn…). Yani sapı gövdeye dört, bazen de üç vida ile tutturma metodu (Bolt-on neck). Bu yöntem hem kolay hem de düşük maliyetli. Diğer bir yöntem de sapın gövdeyle birleştiği tarafını gövdede hazırlanmış oyuğa oturacak şekilde biçimlendirip yapıştırmaktır (Glued-in neck). Bu metod daha çok Gibson'larda ve akustik gitar yapımında kullanılıyor ve kesinlikle vidalama metodundan daha iyi sustain sağlıyor. En son metodta ise gitar üç parçadan meydana geliyor. Sap ağacı gövde boyunca devam ediyor ve yanlardan gitar gövdesinin iki kanadı ekleniyor. Böylece tellerin her iki ucu da aynı ağaç parçası üzerine iliştirilmiş oluyor (Straight-through neck). Bu yöntem de vidalama yönteminden daha iyidir denebilir. Genellikle özel imalat el yapımı gitarlarda kullanılıyor ama bu yöntemi fabrikasyon üretimde kullanan Carvin, Yamaha (SG modelleri), Aria gibi markalar da mevcut. Ayrıca gitar üzerindeki boyanın da tona etki ettiği söylenebilir. Kimileri tamamen çıplak, sadece cilalanmış gitarları tercih ediyorlar (örneğin Washburn Nuno Bettencourt modelleri ve yine Washburn Tonewood serisi).

    Gitar ne kadar iyi olursa olsun sap ayarı, tel yüksekliği, entonasyon ayar, eşik yüksekliği gibi faktörleri gözönüne alıp bu ayarları yapmamışsanız ya da yaptırmamışsanız mükemmel tona ulaşmak için katetmeniz için gereken daha yol var demektir. Gitarın sapı, fiziksel koşulların (ısı, nem vs.) değişmesinden etkilenir ve sahip olduğu formu bozar. Bir gitar sapı üç pozisyonda olabilir: Dümdüz, içbükey ya da dışbükey. Sapın dışbükey bir profil alması en kötü, istenmeyen bir durumdur. Teller köprüden çok fazla yükseltilmiş olsa dahi klavye üzerinde bir çok pozisyonda bızlama görülür. Bend yapmak zor hatta bazen imkansızdır. Bunu gidermek için truss-rod'u (sapın eğimini değiştirmek için imalat sırasında sapın içine yerleştirilmiş demir çubuk) gevşetmek gerekir. Bazı durumlarda (tel yüksekliğinin çok az olması ya da ince tel (.009/.008) kullanılması gibi) sapın tam düz olması bile bızlamaları yok etmek için yeterli olmayabilir. O zaman truss-rod'u biraz daha gevşeterek sapı içbükey bir pozisyona getirmek gerekir.

    Sapın pozisyonu belirlendikten sonra köprü ve eşikten tel yükseklikleri ayarlanmalıdır. Burada yine bir ikilem ortaya çıkıyor: Tel yüksekliği arttıkça ton iyileşir ve sustain artar ancak çalınabilirlik azalır. Tellerin klavyeye olan uzaklıkları azaldıkça çalarken parmaklarımızın sarfetmesi gereken güç azalacağından daha kolay ve hızlı çalmak mümkün olur. Burada her gitaristin çalınabilirlik ve ton/sustain arasında bir tercih yapması ya da denge kurması gerekiyor.

  2. Erdem Köklü adlı üyemizin mesajını beğenen kullanıcılarımız:

    Zalimus (07.02.10)

Gitar Dersi Video
Selim IŞIK ile Gitar dersi videoları, gitar akorları, gitar tabları, gitar kursu ve müzik forumu.
Sosyal Platformlar