dnz Nickli Üyeden Alıntı
sanırım bu yazı sadece bas gitar çalanları ve çalmak isteyenleri değil, bir şekilde müziğin içerisinde kendine yer bulanları ve kendini arayanları, hatta aramayı düşünenleri oldukça yakından ilgilendiriyor.
Evet, konumuz bas gitar, ancak olduka farklı bir bakış açısı ile.
klişelerden kurtulmak...
şu sözleri duymayanınız var mı?
"bas çalmak için önce klasik gitar öğrenmelisin!"
"n'apıcan bası? Kendi kendine çalamazsın, gitar çalsana!"
"bas çalanlar hep arkada durur, kimse görmez/dinlemez seni."
tanıdık geldiler değil mi? Maalesef bu çeşit "cahilce" yorumlar ve düşünceler bir kuşağın önünü kapatmaya çalıştı ve hala da çalışıyor! Gerçi bu sayede her türk gencinin evine "klasik gitar" girmiş oldu, bir süre denendi, sonra da bir köşede çürümeye terk edildi, maymun iştahlılığın simgesi haline geldi bu güzide enstrüman.
bas gitara başlarken...
bırakın başlangıç seviyesini, oldukça uzun süreler bu enstrümanı çalan birçok enstrümanistin yaptığı hataları ortaya koyarak başlayalım bence. Bazen neyi, nasıl yapılacağını bilmekten önce nasıl yapmaması gerektiğini bilmesi gerekir insanın. Başlayalım o zaman:
-yanlış eğitmen seçimi
birçok ilan görmüşsünüzdür eminim; "bedava bas dersi", "3 tl'ye dört günde bas eğitimi", "kızlara ücretsiz ders!" (bu gerçekten vardı bir sitede!) gibi örnekler verirsem tahmin ederim ki hatırlarsınız bunun gibi ilanları. şimdi bunları unutun!
Iyi bir bas eğitmeni seçerken bazı şeylere dikkat etmek gerekir. Kendi almış olduğu eğitim ve piyasadaki yerindense, bas eğitimine bakış açısı, deneyimi ve enstrümana olan bakış açısı her şeyden önce gelmelidir. Iyi bir dinleyici ve iyi bir eğitmen olmalı, sizi dilediğiniz yönde, dilediğiniz şekilde geliştirmeye açık olmalıdır. Gelişime açık ve önceliği sizin gelişiminize veriyor olması önemlidir. Bas eğitimi uzun bir yolculuktur, rehberinizi iyi seçemniz, en engebesiz yollardan en güzel yerlere gitmenizi sağlar.
-sadece tab (tablature) okumak / ezberlemek
bildiğimiz, popüler olmuş oldukça fazla sayıda parçanın tab şeklindeki yazımı günümüzde internette sınırsız bir şekilde mevcuttur. Birçok müzisyen adayı, parçaları dinlemek yerine buralardan çalışarak hem kulaklarını köreltmekte, hem de kendilerini sadece o tab'ları yazanların merhametine bırakmaktadırlar. Asıl yapılması gereken ise, parçayı anlayıp özümseyene kadar dinlemek ve enstrümanımızdan çıkardığımız sesleri uyuşturmaktır. çoğu zaman bunu yaparken, kendi istediğimiz şekilde yorumlayacağımız ve kendimizi katabileceğimiz birçok kısım fark ederiz parçanın içerisinde. Iyi bir basçı, parçayı kendi tarzına ve grubunun tarzına uygun yorumlayabilir. Bu da oldukça ayırt edici bir özelliktir.
-gereğinden hız ve fazla çalmak / çalışmak
bir etüdü veya parçayı olduğundan daha hızlı çalmanız kimseye hiçbir şey ispatlamayacak, aksine sabırsızlığınız ve özensizliğiniz konusunda sizi ele verecektir.
Etüdler, yavaş ve özenli çalışıldğında harikalar yaratan müzik cümleleridir. Yeterince yoğunlaşarak ve doğru yapılan çalışma, sizi kusursuz bir biçimde geliştirerek başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır.
Parçalar, geneşde vermek istedikleri his ile orantılı bir hızda hazırlanmışlardır. O nedenle bir parçayı gereğinden hızlı çalmak, verdiği tüm hissi alıp götürecek, ortaya sadece parçanın kötü ve gelişi güzel çalınmış bir taklidi çıkacaktır. Her zaman aklımızda olması gereken sorulardan biri de "neyi eksik yapıyorum?" değil "neyi fazla yapıyorum?" olmalıdır.
-sabırsızlık
birçok öğrencimden derslere başlarken duyduğum bir soru var. "peki kaç ayda çalabilirim?". "çalmak" gibi yoruma açık bir kavramın bir zaman sınırı konularak öğrenilmesi imkansızdır. Tüm değişkenler size ve eğitmeninize bağlıdır. Sabırsızlık ve önemsememek bu süreyi gitgide uzatır.
Yapılması gereken, bir enstrümanı hakkını vererek çalabilmenin uzun süreler aldığını bilerek, onu önemseyerek ve doğru alıştırmaları, doğru teknikleri uygulayacak öğrenmektir. Bunlar dikkate alındığında, beklediğinizden çok daha kısa sürede belirlenen hedeflere ulaştığınızı görebilirsiniz.
-dinlemek
"x'den başka müzik dinlemem" gibi sözleri etrafımızdan duyarız. Bazı müzisyenler dahi bu sözü sarf etmektedirler. Vizyon darlığı ve müziğin genişliğini görememek, özellikle doğaçlama çalarken, kendinizi tekrar etmenize ve bir sonraki hareketinizi planlayamamanıza sebep olur.
Müzik, kendi içinde kendini tekrar ederek yenilikler oluşturan bir oluşumdur. Sadece kendisinden alınan ilham ile yepyeni parçalar oluşturulur. O nedenle geniş bir vizyon ile dinlemek, hatta kendimizi geliştirmek için dinlemekten keyif almadığımız türleri bile dinleyip incelemek gerekir.
-keyif almadan çalmak
bazı müzisyenler, artık yaptıkları işi masa başı bir işten farksız görmektedir.yaptığınız işi, çaldığınız enstrümanı sevmeniz ve çalmaktan gerçekten zevk almanız gerekir. Başka türlü, çalgı aleti çalmak size eziyetten başka bir şey getirmeyecektir. Bu işi kendinizi ödüllendirerek yapabilirsiniz. Bir etüdü veya çalışmayı doğru ve iyi bir şekilde çalmanız sonucunda, en çok çalmak istediğiniz parçalardan birini çalışma ve çalma hakkını tanıyın kendinize. En sıkıcı görünen etüdün bile inanılmaz keyifli ve zevkli geleceğinden emin olabilirsiniz.
Bütün bu bahsettiğimiz konular, sadece bas için değil, aslında tüm entrümanlar için geçerli konular.
Enstrümanınıza olan aşkınızın devamı dileklerimle.
kaynak: Drum&bass magazine ocak-şubat 2010