Entropy Records adındaki küçük firma, 1993 yılında And The Forests Dream Eternally adlı EPyi yayınlarken büyük ihtimalle ileride olacaklardan habersizdi. Bugün ekstrem metal dünyasındaki herkesin tanıdığı bir isim olan Nergal'in tek başına kaydettiği bu demo, sonradan yeniden yayınlanmasına karşın çok değerli olacak ve orijinali internette uçuk rakamlardan satılacaktı.

Sventevith, 1995 yılında Pagan Recordstan yayınlandı. Toplam 7 parça içeren bu albüm, kuzeyin ekstrem metal adına en soğuk ve en sert taşları döşediği bir dönemde yayınlandı. Albümde yer alan Hidden In a Fog ve Wolves Guard My Coffin gibi parçalar da grubun o dönem yansıttığı karanlık havayı çok iyi özetlemektedir.

1996da Grom yayınlandığında Behemoth halen karanlıklardan yeryüzüne bakan ve içinden gelen hırsı, konuşabildiği en iyi dille dışarı vuran bir topluluktu. Grom'da kadroya bas gitarı üstlenmek üzere Les katılmıştı. Lesin gruba dahil olması, Behemoth için o albümle gelen tek yenilik değildi. Behemoth, onu ormanın karanlık köşelerinden soğuk dağların zirvelerine taşıyacak olan yolun önemli bir bölümünü beraber kat edeceği Solistitium Records ile de anlaşmıştı.

Pandemonic Incantations, 1998 yılının en soğuk ve en karanlık albümlerinden biri olarak literatürdeki yerini alırken, Behemoth da ismini Avrupa çapında duyurmaya başlamış, Extreme Metal dünyasında en parlak isimlerden biri olarak gösterilmeye başlanmıştı. Bu albümde bas gitara Lesin yerine Mefisto geçmiş ve üç eleman arasında harika bir müzikal uyum yakalanmıştı; önceki albümlerle bu albüm arasındaki müzikal uçurum, bu kanıya varmamızın nedenidir. Kapağıyla da göz dolduran Pandemonic Incantations, barındırdığı benzersiz atmosferle Solistitium Recordsun da gözdesi haline gelmiş ve iyi bir satış grafiği çizmiştir. Infernonun bu albümdeki yeri çok önemlidir. Gruba müzikal anlamda pek çok şey kazandıran bu adam, grubun bu albümle yaptığı sıçramada da en az Nergal kadar önemli bir role sahiptir.

Behemoth, Pandemonic Incantations ile kaosun başlangıç noktasına işaret etmiştir. Bu albüm, her ne kadar ileride olacaklar için ipuçları verdiyse de, bir sonraki adımda Behemoth ikinci bir uçurumu daha başarıyla geçmiş olacaktır. Bu uçurumu geçmek için Behemothun çok iyi bir itici gücü de vardır artık: Avantgarde Music

1999 yılında çıkardıkları albüm Avantgarde Music etiketiyle yayınlandığında, geçmişin karanlık temelleri üzerine kurulan yapının beklenenden çok daha güçlü olduğu görülmüş ve topluluk, ismini metal tarihine kalıcı olarak yazdırmıştır. Albüm, gruba, ismini geniş kitlelere duyurmasını sağlayacak bir çok konserin de yolunu açar. Açılış parçası Decade Of Therion, dönemin metal marşlarından biri olarak günümüze miras kalmıştır. Bu albümün, Behemoth fanlarının sayısını katlayarak artırdığı şüphesizdir.

Bu albümün Behemoth tarihinde önemli bir yer teşkil etmesinin nedenlerinden biri de, grubun ilk kez Pure Black Metal temellerinin yanı sıra Death Metal etkilerini de müziğine yansıtmış olmasıdır. Her ne kadar bu etki belli bir düzeyi aşmamış olsa da sonraki albümlerde gittikte artacak ve gruba muhteşem bir müzikal atmosfer kazandıracaktır. Bu albümle beraber kadroda yine değişim olmuş, basist Mefisto ayrılmış ve ikinci gitara L.Kaos adında biri geçmiştir.

Behemoth, kendisine gösterilen özeni ve yapılan yatırımı karşılıksız bırakmayarak, 2000 yılında önce Antichristian Phenomenon EPsini (bu EP, grubun kendine ait üç parçasının ve bir video klibinin yanı sıra, David Bowie, Morbid Angel, Sarcofago ve Mayhem coverlarını içermektedir), ardından da yeni albümü Thelema.i yayınladı. Günümüzde halen ekstrem müzik dinleyicilerinin dilinden düşmeyen The Act Of Rebellion adlı başyapıt, bu albümde yer almaktadır. Bu albümde Nergalin vokallerinde pozitif yönde önemli bir gelişme görülmekle beraber, kadroda da ciddi değişiklikler göze çarpmaktadır. L.Kaos ayrılmış ve ikinci gitara Havoc, bas gitara da sonradan Dies Irae ve Vaderda pena sallayacak olan Novy alınmıştır. Novy bu albümde Behemoth sounduna ciddi ölçüde etki etmiş ve grubu iki basamak daha yukarı taşımıştır. Önceki albümle kendini gösteren Death Metal etkileri, bu albümde belirginleşmiş ve grubun yeni karakteristik soundunu ortaya koymaya başlamıştır. Artık ibre Behemothu göstermektedir ve yükselişleri önlenemez durumdadır. Onlar da bu durumun üstüne giderler ve kariyerlerinin ikinci dönüm noktası olan Zos Kia Cultus Here And Beyond'u kaydederler

Albüm, ismine nazire yaparcasına grubu kült statüsüne taşır. Sert ve karanlık besteler, aykırı düzenlemeler ve harika bir prodüksiyon albümün genel hatlarını teşkil etmektedirler. Thelemadeki kadronun korunmuş olması da bu albümdeki oturaklı soundda etkili olmuştur. Zos Kia Cultus, yorumlandığı her dergiden yüksek notlar alır ve satış rakamları Behemothu Avantgarde Musicin gözbebeği haline getirir. Behemoth bu albümden önce de bir EP yayınlamıştır. Conjuration adındaki bu EPde, bir tane stüdyo kaydı, Nine Inch Nails ve Venom coverları ile bazı live kayıtlar yer almaktadır. Behemoth, Zos Kia Cultustan sonra yeni bir albüm yapmayıp dağılsaydı bile metal tarihinde silinmez bir iz bırakmış olacaktı. Ancak onlar, şu ana kadar yaptıkları en görkemli albümü, artık Death Metalin sınırlarına dayanmış olan muhteşem albüm Demigodu kaydettiler

Demigod, bir ortaçağ katedrali görkemiyle metal dünyasını sarstı. Hızın ve tekniğin sınırlarını zorlayan Behemoth, Towards To Babylon, Conquer All, Slaves Shall Serve, Demigod ve Xul gibi parçalarla biz artık Death Metal yapacağız der gibiydi. Bırakın çalmayı, dinlerken takip etmesi bile zor olan riffler ve davul partisyonları, Nergalin kıvılcım gibi vokalleriyle mükemmel bir bütünlük oluşturuyordu. Bu albümle tüm ekstrem metal piyasasının önünde eğilmesini sağlayan Behemoth, bir sonraki ile daha da tehlikeli olacağının sinyallerini de veriyordu