Hemen gitmeli buradan,
Uzaklaşmalı hemen.
Yoksa yakacak bu ateş beni,
Küllerimi savuracak oradan oraya.
Bir insan, yakabilir mi diğerini?
Peki ya aşk var mı, inanıyor musun gerçekten?
Düşündün mü hiç, neden gökyüzü mavi yada umutlar toz pembe diye?
Peki ya o gözlerinin derin kahvesinde kaybolurken hissettiklerim,
Sence de birer açıklama değil mi sorularıma?
Vazgeçilmez sorularım var hep,
Açıklanamayan, açıklamaya güç isteyen sorularım.
Sorduklarıma karşın aldıklarım yaraladı beni,
Acıttı her dokunuşunda.
Sevmediğin, sevemediğin için bazen nefesin bile yaktı tenimi,
Değerdi ama, senin için daha fazlasına da dayandım.
Çünkü o acının içindeki huzuru kimse veremedi bana,
Gözlerindeki derinlik yoktu kimsede.
Kaybolmaktan korkmadım hiç sende,
Çünkü içindeki çıkmaz sokakların hepsini dolaşmak istedim.
Şimdi ise her zerresini ezbere biliyorum karanlıklarının,
Kaybolmadım çünkü derinliklerinde.
Her zaman bir yol buldum gidecek,
İçinde yaşayan sevgilerinin soğuk cesetleri eşlik etti bana.
Yalan, korkmadığım yalan. O karanlık sokaklarda annesini kaybetmiş bir çocuk kadar korktum. Etrafımda duyulmayan çığlıklarının sessizliğinin ağırlığıyla, baş başa. Sonunda seni buldum, o derin kaverengi gözlerini buldum ve sarıldım sıkıca. Sonra yeniden kaybettim ve yeniden başladım o karanlıklarda seni aramaya. Bu sefer korkmuyorum, çünkü ezberledim sokaklarını. Şimdi tekrar seni arıyorum, LÜTFEN YİNE GEL VE BİR DAHA ASLA GİTME !
Büşra BATIRBEK / BüşŞ